Hayat Tercihleri Üzerine: Para mı, Tutku mu?
Bazen kahve eşliğinde dostlarla edilen samimi bir sohbet, insanın hayatına ayna tutar. İşte bu sorulardan biri de şudur:
"Sevmediğin bir işi yapıp çok para kazanmak mı, yoksa sevdiğin bir işte geçimini sağlayıp mutlu olmak mı?"
Hadi gel, bu konuyu biraz dertleşir gibi konuşalım.
Para Cebin Dostudur Ama Ruhun Değil
İtiraf edelim, para hayatımızı kolaylaştırır. Güzel bir ev, iyi bir araba, kaliteli bir yaşam... Tüm bunlar para ile mümkün. Ama şunu da hepimiz biliriz ki, para her şeyi satın alamaz. Özellikle de sabah uyanmak istemediğin bir işe gitmek zorundaysan...
Düşünsene, her gün gözlerini "Of yine mi?" diyerek açıyorsun. Trafikte kayboluyorsun, iş yerine vardığında yüzünü asık suratlar, içini kemiren bir sıkıntı karşılıyor. Belki hesapların kabarık, belki gardırobun dolu ama içindeki boşluk daha da büyüyor.
Sevdiğin İşte Huzurla Yaşamak
Bir de diğer taraf var. Sevdiğin işi yapıyorsun. Belki sanatla uğraşıyorsun, belki bir atölyede el emeği ürünler üretiyorsun, belki de doğayla iç içe küçük bir kafeyi işletiyorsun. Ay sonu geldiğinde büyük rakamlar değil, ama mutluluğu hissedebileceğin bir huzur var. Her sabah işe gitmek için can atıyorsun. O iş seni besliyor, ruhunu doyuruyor.
Burada mesele şu: Yaşamaktan keyif alıyor musun? Yoksa sadece yaşıyor musun?
Gerçek Hayatta Bu Tercih Kolay Değil
Tabii ki konuşmak kolay. Gerçek hayatta bazen hayaller ertelenir, bazen şartlar ağır basar. Ailenin geçimi, çocukların eğitimi, borçlar... Bunlar insanı istemediği yollara sürükleyebilir.
Ama bir yerde bir şey eksik kalıyor. Çünkü insan sadece midesiyle değil, kalbiyle de yaşar. Günde 8 saat, haftada 5 gün, yılda yüzlerce saat... Sevmediğin bir yerde harcadığın bu zaman, bir ömürden çalınan anlara dönüşür.
Ya Bir Yol Varsa?
Ya ikisinin ortasını bulmak mümkünse? Önce mecburiyetlerle başlar, sonra yavaş yavaş tutkuna doğru yürürsün. Akşamları sevdiğin iş için bir şeyler üretir, bir gün o iş seni geçindirecek hale gelir.
Zor mu? Evet.
İmkânsız mı? Hayır.
Yeter ki neye tutkulu olduğunu bil ve pes etme.
Webmaster Atilla Yorumu
Sevdiği işi yaparak hayatını sürdüren insanlar elbette vardır. Ancak gerçek şu ki, sadece geçimini sağlamak için mecburen sevmediği işte çalışanların sayısı çok daha fazladır.
Bu durumun çözümü bazen dışarıda değil, içeride saklıdır. Bakış açınızı değiştirebilirseniz, her şey farklı bir yöne evrilebilir.
Belki de o işi sevmiyorsunuz, ama sevmeyi deneyebilirsiniz. İşin içindeki anlamı, katkınızı, insan ilişkilerini ya da küçük başarıları fark etmeye başladığınızda, o iş sizi yormak yerine geliştirmeye başlayabilir.
Her zaman işi değiştirmek mümkün olmayabilir, ama bakış açısını değiştirmek her zaman mümkündür.
Hayat kısa, çok kısa... Her sabah "iyi ki" diyerek uyanmak mı istersin, yoksa "keşke"lerle dolu bir ömrü arkada bırakmak mı?
Sevdiğin işi yap, elindekinin kıymetini bil, fazla kazandığında değil, iç huzurla uyuyabildiğinde zenginsin aslında. Hayat senin, tercihler de senin...