Sessiz Çığlıklar - Filistin2
Yıkılmış binaların arasında, toz ve enkazla kaplı sokaklarda bir adam oturuyordu. Ayaklarının dibinde ezilmiş kutular, yanmış kumaş parçaları ve kırık cam şişeleri vardı. Başını ellerinin arasına almış, derin bir sessizlik içinde gözlerini kapatmıştı. İsmi Yasir'di ve kalbi paramparça olmuştu.
Filistin'in göğünde süzülen bayrak, yaslı rüzgarlarla birlikte hüzünlü bir şekilde dalgalanıyordu. Her dalgalanışında, Yasir'in çevresindeki hayaletvari figürler biraz daha belirginleşiyordu. Bu figürler, savaşın acımasız yüzünün canlı hatıralarıydı. Yasir'in aklında ve kalbinde derin yaralar açan insanların ruhlarıydı.
Annesi Leyla, zarif bir elbise içinde, ağırbaşlı bir şekilde Yasir'in arkasında duruyordu. Yüzünde derin bir hüzün vardı. Onun yanından geçerken, Yasir çocukluğuna, annesinin şefkat dolu kollarında huzur bulduğu günlere geri döndü. Şimdi, o huzur dolu günler, yerini umutsuzluğun karanlık gölgelerine bırakmıştı.
Babasının yüzü, savaşın tüm yorgunluğunu ve acısını taşıyan derin çizgilerle kaplıydı. Bir zamanlar güçlü ve kararlı duran bu adam, şimdi sadece bir anıydı. Yasir'in önünden geçen çocukluk arkadaşı Samir, hayalet gibi süzülüyordu. O günlerde birlikte oynadıkları oyunlar ve kurdukları hayaller, savaşın acımasız gerçekliği karşısında paramparça olmuştu.
Yasir'in gözleri dolmuştu, ama gözyaşları akmıyordu. İçindeki acı, gözyaşlarının bile yetersiz kalacağı kadar büyüktü. O, artık bir zamanlar olduğu kişi değildi. Savaş, onu sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da tüketmişti. Ama yine de, içinde küçük bir umut kıvılcımı taşıyordu.
Bir gün, bu yıkıntılar arasında yeniden hayat filizlenecek, çocuklar tekrar gülecek ve insanlar barış içinde yaşayacaktı. Yasir, bu umudu kaybetmemek için kendine söz verdi. Annesinin, babasının, arkadaşlarının ve kaybettiği herkesin anısına, bu umudu diri tutacaktı.
Filistin bayrağı, gökyüzünde dalgalanmaya devam ederken, Yasir yavaşça ayağa kalktı. Çevresindeki hayaletler, onunla birlikte yükseldi. Bu hayaletler, kaybedilenlerin sessiz çığlıklarıydı. Onların acısı ve umudu, Yasir'in kalbinde yaşayacaktı. Yasir, adımlarını enkazın arasından kararlılıkla atarak, geleceğe doğru yürümeye başladı.
O gün, Yasir sadece kendi acısının değil, tüm Filistin'in acısının ve umudunun taşıyıcısı oldu. Ve o, asla vazgeçmeyecekti.
caddeterzi.com,kdz.ereğli terzi,webmaster atilla,öykü
caddeterzi.com,kdz.ereğli terzi,webmaster atilla,öykü
caddeterzi.com,kdz.ereğli terzi,hikaye
caddeterzi.com,kdz.ereğli terzi,hikaye