Linkler

Günümüzde Zihinsel Sağlık

Konumuz ağır ama çok tanıdık: “Günümüzde zihin sağlığı böyle nasıl korunacak?” Çünkü etrafımız sürekli “bip bip”, “ping ping”, “şimdi ne oldu?” sesleriyle dolu. Bildirimlerden kafamızı kaldırmaya fırsat bulamadan yeni bir gelişme patlıyor ekranlarımızda. Haberlerde felaket, sosyal medyada kıyaslama, mesaj kutusunda işler… E hal böyleyken, insan biraz “dur” demek istiyor.

1. Haberler: Hep Kötü Şeyler Mi Oluyor?
Eskiden kötü bir haber duyduğumuzda belki birkaç gün sonra gazete köşesinde görürdük. Şimdi ise saniyesinde cebimizde. Depremler, savaşlar, kazalar, ekonomik çöküşler, hastalıklar... Tabii ki dünyada iyi şeyler de oluyor ama nedense haberler hep korku, endişe ve dram pompalıyor. Belki de çünkü dikkat çekmek için başka yol kalmadı.

Ama şunu unutma: her kötü haberi bilmek senin görevin değil. Bilgilenmek başka, ruhunu bu kadar yormak başka.

2. Bildirimler: Mini Mini Alarm Sistemimiz
Telefonlar artık cepte değil, adeta kalbin yanında atıyor. Gelen bir mesaj, bir e-posta, bir haber bildirimi… “Acaba ne oldu?” diye bakmamak elde değil. Fakat her küçük uyarı, zihnimizde bir yankı bırakıyor. Ve bu yankılar birikiyor. Akşam yatağa yattığında bile kafan hala bildirim modunda kalıyor.

Yani bir yerde farkında olmadan beynimizi hep “acil durum” modunda tutuyoruz. Bu da zamanla anksiyeteyi tetikliyor, odağı dağıtıyor ve huzuru yok ediyor.

3. Sürekli Uyarılmış Bir Beyinle Yaşamak
Düşünsene… 1980'lerde biriyle konuşurken biri sürekli kulağına bağırıyor olsa ne hissederdin? İşte günümüzde ekranlarımız tam da bunu yapıyor. Ve ne yazık ki buna “normal” diyoruz.

Fakat beynin de bir nefese ihtiyacı var. Dinlenmeye, sıkılmaya, sessizliğe… Sürekli uyarılmış bir zihin, bir süre sonra hiçbir şeye tepki veremez hale geliyor. Neden mi artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz, üzülmüyoruz, sevincimizi bile derin hissedemiyoruz? Çünkü sinir sistemimiz bitkin.

Peki Ne Yapabiliriz?
Gelin burada biraz öneriler paylaşalım. Hiçbiri radikal değil, ama işe yarayan türden:

Bildirimleri kapat. Hepsini değilse bile gereksiz olanları. WhatsApp grubu 58 kişiyle zaten aynı anda konuşamazsın.

Günlük haber takibini bir kereyle sınırla. Sabah ya da akşam oku ve bırak. Sürekli kontrol etme.

Telefonu gece moduna al. Uyumadan en az 30 dakika önce ekranı bırak.

Gerçek insanlarla sohbet et. Dijital değil, göz göze. Kahve eşliğinde.

Doğada vakit geçir. Sessizlik bazen en güçlü terapidir.

Webmaster Atilla Yorumu
Zihin, tıpkı bir bahçe gibi. Ne ekersek onu büyütüyor. Sürekli gürültü, korku ve hız ekersek… meyvesi stres oluyor. Ama ara sıra dijital tırmığı bırakıp doğayla, kitapla, sessizlikle ilgilenirsek, zihnimiz de yeniden yeşeriyor.

Bu yazıyı okurken bile birkaç bildirim almış olabilirsin. Merak etme, hiçbir şey senden kıymetli değil. Kapat ekranı, bir nefes al, ve kendine şöyle de: “Dünya dönmeye devam ederken benim biraz yavaşlamama izin var.”

Unutma: Göz ve beyin birlikte çalışır. Beyin, gözün gördüklerini hafızaya kaydeder. Eğer sürekli olumsuz olaylar görürsen, zihnin de o yönde şekillenir. Bu yüzden neye baktığın, neyi izlediğin önemlidir; düşüncelerini ve ruh halini doğrudan etkiler.

Webmaster Atilla Cadde Terzi / Kdz.Ereğli / Cadde Terzi Yazdı caddeterzi.com